Adıyaman’daki Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen İsias Otel davasında, mahkeme heyeti son duruşmada altıncı duruşmanın 24-25 Aralık’ta bitirilmesine karar vermişti. Savcılık esasa ilişkin mütalaasını sunmuş, sanık avukatları ek süre talep etmişti. 


Duruşma öncesi sürece dair Kıbrıs Türk Barolar Birliği (KTBB) Başkanı Hasan Esendağlı, KTBB İnsan Hakları Komitesi Başkanı Av. Aslı Murat ve Hukukçu Av. Tacan Reynar KIBRISIN SESİ gazetesine önemli değerlendirmelerde bulundu.


“KRİTİK BİR AŞAMADAYIZ”
KTBB Başkanı Hasan Esendağlı, bu duruşmanın davanın en kritik safhası olduğunu belirterek son duruşmada savcılığın esasa ilişkin mütalaasını mahkemeye sunduğunu, iki taraf avukatlarının da yanıt ve beyan yapmak üzere mahkemeden tehir talep ettiğini hatırlattı. Duruşmaya ilişkin iki günlük program yapıldığını ifade eden Başkan Esendağlı “Davanın seyri bu iki günün sonunda belli olacak. Gerçekten duruşma açısından önemli ve kritik bir aşamadayız. Dosya içeriğini hukuki olarak değerlendirdiğimizde cezasızlık olmayacağına, suçları sabit olan sanıkların alabilecekleri, en ciddi cezaları alabileceğine inanıyoruz, inanmak istiyoruz.” dedi


“YAŞAM HAKKI İHLAL EDİLDİ”
KTBB İnsan Hakları Komitesi Başkanı Av. Aslı Murat, davanın temelinde yaşam hakkı ihlalinin bulunduğunu vurgulayarak açıklamasında “İsias Otel, yalnızca bilimsel ve hukuki kuralları hiçe sayarak inşa edilmedi; insan hayatını da yok saydı. Hukuki bilirkişi raporlarıyla bu ihmallerin olası kast boyutunda olduğunu tespit edildi. Karar, hem mağdurlar hem de toplumun vicdanı için kritik bir adım olacaktır.” diyerek  duruşmadan çıkacak kararı kritik bir adım olarak nitelendirdi.

Murat'ın açıklamasının tam metni şöyle:

İsias Otel davasının altıncı duruşması yarın yapılacak İsias Otel davasının altıncı duruşması yarın yapılacak

İsias Otel davası, en temel insan haklarından biri olan yaşam hakkının ihlali ile doğrudan ilgilidir. Bu davada, binayı inşa edenlerin yanı sıra, binanın bilimsel ve hukuki kurallara aykırı şekilde faaliyetine izin verenler de insan hayatını hiçe saymıştır. Bu durum, mahkeme dosyasındaki tüm bilirkişi raporları ile açıkça kanıtlanmıştır.

Sanıkların kusursuz olduklarını gösterebilecekleri en ufak bir şüphe bile bulunmamaktadır. Üstelik hukuki bilirkişi raporları, bu kusurların olası kast boyutunda olduğunu da ortaya koymaktadır. Şimdi sıra mahkemededir. Uzun süredir davayı izleyen ve duruşmaları yöneten Ağır Ceza Mahkemesi, nihayet kararını açıklayacaktır.

Avukatlarımız, önümüzdeki duruşmanın bir karar duruşması olabileceğini belirtiyor. Tek dileğimiz, bu davada yaşanan hak ihlallerine bir yenisinin eklenmemesi ve adaletin tecelli etmesidir. Bu dava, sadece mağdurlar için değil, toplum vicdanı ve gelecekte benzer ihmallerin önlenmesi açısından da hayati önem taşımaktadır. Adaletin yerini bulmasını umut ediyoruz.

“TOPLUM VİCDANI ADALET BEKLİYOR”
Hukukçu Av. Tacan Reynar ise, Kıbrıs Türk toplumunun bu davada en derin acılarından birini yaşadığını dile getirerek şunları söyledi: “Bu dava, sadece bir hukuk mücadelesi değil; gelecekte kazanç hırsına kurban gitmeyecek nesiller için bir teminattır. 
Reynar, sanıkların olası kastla cezalandırılmadığı koşulda kimsenin adaletin yerini bulduğunu söyleyemeyeceğini belirterek “Bu karar, toplumun vicdanını onaracak bir an olmalıdır. Sürecin son aşamasında tek dileğim Türkiye Cumhuriyeti’nin ‘adalet sarayı’nın sanıkları olası kastla cezalandırılmasıdır.

Reynar'ın açıklamasının tam metni şöyle:

Kıbrıslı Türkler savaştan sonra en derin acıyı İsias Otel denen ölüm tuzağında her biri birbirinden değerli çocuklarını kaybederek yaşadı. Bu süreçte ailelerin direnciyle bir adalet mücadelesi yoluna girildi. Hepimiz biliyoruz ki Türkiye adaletiyle ilgili kuşkularımızı yaratan çeşitli sebepler var, tüm toplum olarak adalet gerçekten gelecek mi diye kendi kendimize çok sorguluyoruz. Bütün siyasilerin gidip katıldığı, TC yetkililerinin de tüm toplumumuza “adalet sözü” verdiği bir mahkeme sürecinin yavaş yavaş sonuna geliyoruz. Belki de burada bitmeyecek ve üst mahkemeye gitmek gerekecek. Sonuç ne olursa olsun çocuklarımız geri gelmeyecek ancak bundan sonraki nesiller gözlerini kazanç hırsı bürümüş katillere teslim edilmesin diye verilen bu mücadele mutlaka kazanılmalı. Bunu bugünün sorumluluğuyla omuzlanarak ve birlikte dayanışarak başarmalıyız. Hukuk dediğimiz değerler manzumesi, içinde adalet olmazsa kuru bir safsatadan ibarettir. Vicdana dokunan ve toplumun beklediği o “an”ı yaşamak istiyoruz. Çocuklarımız ve bundan sonraki kuşaklar için adalet istiyoruz. Tüm hukukçular için de tekrardan “adalet nedir?”, “toplumsal birlik ve dayanışma nedir?” diye bir gün örnek göstereceğimiz sonucu almak istiyoruz. Bu nedenle sürecin sonuna gelmişken tek dileğim Türkiye Cumhuriyeti’nin “adalet sarayı”nın sanıkları olası kastla cezalandırılmasıdır. Aksi durumda kimse adalet yerini buldu diyemeyecek. Bu sözü verenler de verdikleri sözün siyasi ve ahlaki sorumluluğunu üstelenecek. O nedenle bu duruşmadaki sürecin ve çıkacak sonucun içi yanan bu toplumun vicdanına cevap vermesi ve “adalet yerini buldu” diyebilmesi gerekli. Farklı bir sonucun yaratacağı yıkımı tahayyül edemiyorum.

24 Aralık 2024

Editör: Kıbrısın Sesi